
Bu fotoğrafı çekmemden saatler öncesi. Saat 18:10. Kendimi iyi hissediyorum. Borçka’da kalmamın da, yola çıktığımı insanlara haber verip kaygılandırmanın da bir anlamı yok. Yola çıkıyorum. Geldiğimden beri sağ koltukta defalarca geçtiğim Artvin yolunda, ilk defa sol koltuktayım. Hava kararıyor iyice.
18:50. Artvin’deyim. Az önce cüzdanımda hiç para olmadan yola koyulduğumu farkettim. Şehrin hemen girişindeki atm’lerden para çekiyorum. Yola devam.
19:40. Şavşata doğru ilerliyorum, buradakilerin varyant dedikleri yolu geçtim. Yanlızlık ve sıkıntıyı aşmak için aklıma cep telefonuma sesli kayıtlar yapmak, bir nevi kendi kendime konuşmak geliyor. TRT-FM çeken tek radyo, spiker de TRT spikerlerine özgü temiz ve sıkıntı veren Türkçe’si ile konuşuyor. Konuşması daha iyi, arada çaldıkları müzikler daha da sıkıntı verici çünkü. Biraz önce orman içinde yoldan karşıya geçmeye çalışan bir tilki parlak gözleriyle bana bakıp ormana geri kaçıyor.
20:10. Şavşat’ı geçtim. Rakım 1150’ymiş. Nereden biliyorum? TRT-FM’de Şavşat belediye başkanı ilçesinin özelliklerinden, 3000 rakımdan gelen içme suyundan, yamaç paraşütü için uygun olduğundan, Şubat ayında kar üstünde karakucak güreşleri yapıldığından, Fenerbahçe’li kaleci Volkan’ın aslen Şavşat’lı olduğundan bahsediyor. 2 ay önce hiç tahmin edemeyeceğim bir yerden, hiç tahmin edemeyeceğim bir saatte geçiyorum ve oranın belediye başkanı ulusal kanalda konuşuyor. Serdar’a sormak lazım nedir bunun olasılığı diye. Artık yolun en kötü kısmını geride bıraktığımı zannediyorum.
20:40. Yağmur yağıyor. Hava 8 derece. Karanlıkta bile coğrafyanın nasıl aniden değiştiğini farkediyorum. Sağımda, solumda ufuk çizgisine kadar tek ağaç karartısı görmüyorum. Çam geçidine geliyorum. Rakım 2470. TRT-FM de yok artık.
20:50. Uzakta, düzlükte bir ışık denizine doğru gidiyorum. Ardahan’a varmak üzereyim. Yağmur devam ediyor. Karşı şeritten uzun farlarını kısaltmadan geçen araçların şöförleri; kulaklarınız çınlıyordur umarım.
21:00. Boş tenha taş döşeli sokaklarında bir iki insanla beraber sokak köpeklerinin gezindiği Ardahan’ı geride bıraktım. TRT-FM’de haber saati. İlk haber askerlik süresi ile ilgili. Başbakan ve genelkurmay heyeti ¨askerlik sistemimizin mevcut durumunu¨ gözden geçirmiş. Ben bitirmeden bedelli çıkmasın! Hava durumunda da doğu kesimlerde sağnak yağış beklendiği söylenirken sağnak başladı gerçekten. Kars’a 89 km kalmış. Acaba arka camın sileceği nasıl çalışıyor?
21:15. Zifiri karanlık. Ufukta, sağda, solda ışık yok. Karşıdan gelen, önümden giden yok. Yolda çizgi yok. Yolun asfalt olduğundan da emin değilim. Arabanın yolu yeterince tuttuğunu söyleyemem. Acaba tekerleklerde bir problem mi var? İlk istasyonda duracağım ama kimbilir kaç km sonra?
21:25. İsmini bilmediğim, hatırlayamayacağım bir benzin istasyonunda duruyorum. Tekerlerde bir sorun yok, sorun yolda. Bıkkın ve uykulu, kirli sakallı bir nöbetçi benzinciye miskin bir köpek eşlik ediyor. Yoldan bahsediyoruz. Çalışma 10-15 km daha sürüyormuş. Dikkatli düşük süratle gitmeliymişim, taşa ¨kaptırmamalıymışım¨. Buraya kadar geldikten sonra yapacak birşey yok, devam ediyorum.
21:40. Hava 10 derece. Yol giderek daha da bozuluyor. Artık bir noktada yol tamamen kapanacakmış ve geri dönmek zorunda kalacakmışım gibi hissetmeye başladım. Yola çıkalı tam 3,5 saat oldu. Bu yolu gideceklere samimi, ilk ve en önemli tavsiyem kendi arabalarıyla değil araç kiralayarak gitmeleri.
22:00. Nihayet, yol yapım çalışması bitti. Artık tekrar asfalt üzerindeyim. Kars’a 30 km kalmış. Havanın çok soğuk olacağını düşünmüştüm ama 14 derece. İkince defa, artık yolun en kötü kısmını geride bıraktığımı zannediyorum.
22:20. Resmen Kars şehrine giriş yapıyorum. Bu anı yazının üzerindeki fotoğraf ile ölümsüzleştirmeye karar veriyorum. Şehir büyük, kalabalık ve beklemediğim kadar canlı. Devlet hastanesine nasıl gidebileceğimi soruyorum. Önce devlet hastanesini, sonra DSİ misafirhanesini buluyorum. Kontak kapatma zamanı. Saat 22:30, yorgunum.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...