Kategori arşivi: Uncategorized

15 Nisan Hatırası

Buraya geldiğimden beri geçen günlerin sayısı ile gidene kadar kalan günlerin sayısı eşitlenmişken hatıra olsun. Sekizde başladık sekiz buçukta bitirdik. Herkes yorgun ama herkes gülüyor. Hep koşarken gezerken fotoğrafınızı gördük diyenlerin de kulakları çınlasın, onlar kendilerini bilir:)

20140415-212818.jpg

Yollar beklerken

Uzun zamandır planlanan ve uzun sürecek bir seri yolculuk başlamak üzere. Uzak kalmanın getireceklerine de götüreceklerine de hazırım. Haziran’a kadar cep telefonum kapalı olacak, hayatımızı değiştiren gezi direnişinin yıldönümünde İstanbul’da olacağım. O zamana kadar zaman buldukça buralarda olacağım.

Görüşmek üzere.

20140301-185211.jpg

Hasan Abi Anısına

2 yıl önceden bir video. Son günlerde çevre ve doğaya saldırı Anadolunun ormanlarından, derelerinden daha görünür yerlerde, şehirlerin göbeğinde, ülkenin en seçkin üniversitelerinin orta yerinde olunca, twitterda tekrar paylaşılmış.

Seyredince tekrar duygulandım. Konuşan insanlar öyle içten ki hissetmemeniz mümkün değil. İster istemez bu kaydı ilk seyrettiğim zamanlara, Macahel dönemine gitti aklım. Orada tanıştığım Hasan Abi (Yavuz) de hazırlanan video-belgeselde röportaj yapılan pek çok Anadolu insanı gibi kökleri Anadolu’dan, toprağa-doğaya aşık, yerli ama dünyalı bir aktivistti. Doluydu, bilgiliydi, görmüş geçirmişti. Saatlerce konuşsa sıkılmayacağınız insanlardandı. Daha önce hasta olduğunu duymuştum, bu yaz tekrar oralara döndüğümde vefat ettiğini öğrendim. Sigaradan. Boğazım düğümlendi. Onu burada hatırlamak bugüne denk geldi.

Hasan Yavuz

Rahat uyu Hasan Abi diyeceğim ama dilim varmıyor, rahat değilsin biliyorum. Zorbalar her zamankinden daha zorba, kötüler her zamankinden daha kötü.

Doğu Karadeniz, yeniden ( bu nasıl başlangıç??)

Aylardır kurulan planların, haftalardır yapılan hazırlıkların sonuna geldik. Artık kader konuşsun diyerek yola koyulduk.

Check-in işlemlerimizi yapan kızın bize attığı esas kazıktan habersiz, yavaşlığından yakınıp uçağın kapısında beklerken günün ilk golünü yedik. Çantamda ilk girişteki kontrolden sorunsuz geçen kamp ocağım ve yedek propan kartuş güvenliğe takılmıştı. Utku’ya çantasından “tüp” çıktığını söyleyip bagaj eşleştirmeye davet ettiler, zira çantamda bir şekilde Utku’nun ismi vardı.

20130714-173236.jpg

Beraber havaalanında sizlerin göremeyeceği – görmek de istemeyeceği- koridorlardan geçip odalardan birinde bekledik, gümrük ve emniyetle yaptığımız ve oldukça ikna edici oldukları toplantıda kısa sürede kamp ocağı ve kartuşdan vazgeçtik! Benim çantam için Utku gerekli imzaları attı. Sonrası koşturmaca, uçakta kıymetli hayatlarının 10 dakikasını çalan ve uçağa son giren bizlere homurtular, “cık cık” lar..

Batum’da bizi Hopa’ya götürecek otobüslere bindiğimizde üçümüzün ortak kaygısı benim çantamın uçağa alınıp alınmadığı, alındıysa Hopa Havaş otobüsüne alınıp alınmayacağı oldu.

20130714-231920.jpg

Tüm çantalar gözümüzün önünde bindiğimiz otobüse yüklendi ve ikinci gol: çantam bizimle gelmiyor! Otobüsten hemen inip derdimizi nazik Gürcü polisi ve en az onlar kadar beyefendi Havaş personeline anlattık ama nafile: yapılacak birşey yoktu ve ne olacaksa Hopa’da olacaktı.

Hopa’da konu anlaşıldı; Sabiha Gökçen’de bizim bagaj işlemlerimizi yapan kız etiketlerin neredeyse tümünde isimleri karıştırdığı yetmiyormuş gibi hedef havaalanını da tek bir bagaj için Hopa yerine Batum olarak yazmıştı. Hangi bagaj mı?

Telefon trafiğinden sonra Batum’da “Adem Encin” ( bu bizim arkadaşımız Engin Ader’in ta kendisi) adına kayıtlı sahipsiz bir sırt çantası bulundu. Ya ertesi günü bekleyecektik, ya da gidip kendimiz alacaktık. Program kısa ve çok dar olduğundan almaya karar verdik. Utku kalan çantaları beklerken ben ve Engin çantayı kurtarmaya yola koyulduk. Taksi-sınır geçişi-taksi yoluyla havaalanına varıp çantaya kavuştuk. Bir kez daha, benim çantam için, bu sefer Engin gerekli imzaları attı. Çantamla sarmaş dolaş olduk. Yola koyulduk.

20130714-233314.jpg

Dönüş nispeten sorunsuzdu. Yıllar geçip tekrar buranın güzel insanlarını ve dostları görmek, çaça kaldırmak ise tarifsiz güzel oldu ve muhakkak ayrı bir yazıyla anlatılır. Hiçbir şey olmasa bile, burda herşey susuyor sadece suyuyla, kuşuyla, rüzgarı ile doğa konuşuyor. O yeter.

20130714-233728.jpg

Yarın sabah yaya yolcuğumuz başlıyor ve dört gün kadar elektrik vb tüm medeniyete uzağız. Böyle bir ilk günden sonra tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu Gürcüler Sarp’tan Türkiye’ye girerken net olarak ifade etmişler; sağolsunlar.

20130714-170832.jpg

Görüşmek üzere!..